Yürümek, en basit hareket biçimlerinden biridir ama aynı zamanda insanın kendine en çok yaklaştığı hâllerden biridir.
Yalnızca bir fiziksel aktivite değil, zihnin, bedenin ve duygunun ritmini yeniden hizalama biçimidir.
Frederic Gros’un Yürümenin Felsefesi kitabında dediği gibi:
“Yürüyen insan, dünyayla aynı hızda düşünür.”
Bugünün hızla akan, her an bir şey üretmemizi bekleyen dünyasında yürümek aslında küçük bir direniştir.
Yavaşlamak, düşünmeye cesaret etmektir.
Psikolojik Açıdan Yürümenin Gücü
Yürümek, zihni boşaltmak değil, düşünceleri çözmek eylemidir.
Yürümek, beynin hem sağ hem sol lobunu ritmik biçimde aktive eder; bu da duygusal işleme kapasitesini artırır.
Bu yüzden travma terapilerinde bile yürüyüşün ritmi EMDR’daki göz hareketlerine benzer biçimde kullanılır.
Yürürken fark etmeden nefes düzenlenir, kalp atışlarıyla zihin senkronize olur.
Birçok kişi yürürken aniden “rahatladığını” sanır ama aslında olan, zihnin karmaşık düşünceleri sindirebilir hâle gelmesidir.
Yürüyüş, bedensel bir meditasyondur.
Felsefi Olarak Yürümek: Düşüncenin Adımları
Felsefeciler yüzyıllardır yürürken düşünmüşlerdir.
Nietzsche, Rousseau, Thoreau… Hepsi yürümeyi “düşünmenin mekânı” olarak görür.
Çünkü yürüyen beden, yalnızca bir yerden bir yere gitmez; içeriden dışarıya doğru bir yolculuk yapar.
Bir duygunun içinden geçmenin, bir düşünceyi taşırken onu hafifletmenin yolu budur.
Yürüyüşte hız değil, ritim önemlidir.
Kendi ritmini bulduğun anda düşünce ve duygu aynı çizgide yürümeye başlar.
Bir anda, “sanki her şey biraz daha yerli yerine oturdu” hissi gelir — çünkü yürümek, iç dünyayı dış dünyayla hizalar.
Yürümek Bir Kaçış Değil, Dönüşme Alanıdır
Modern dünyada yürüyüş çoğu zaman bir kaçış biçimi gibi sunulur: “Kafamı dağıtmak için yürüyorum.”
Oysa yürümenin özü, kaçmak değil yaklaşmaktır.
Kendine, düşüncene, duyguna yaklaşmak.
Hiçbir hedef olmadan yapılan bir yürüyüş, zihnin yönünü değil derinliğini değiştirir.
Bazen konuşmadan, bazen müzik dinlemeden, yalnızca adımların sesine eşlik etmek bile fark yaratır.
Çünkü o anda yalnızca yürümüyorsundur; kendini taşımayı öğreniyorsundur.
Yürümek sadece bedeni değil, zihni de iyileştirir.
Zihinsel yorgunluk, stres ve duygusal karmaşa dönemlerinde yapılan düzenli yürüyüşler, düşünceleri düzenlemeye ve duygusal dengeyi kurmaya yardımcı olur.
Terapi sürecini destekleyen en doğal pratiklerden biridir.
Klinik Psikolog Nesibe Dinç, farkındalık temelli terapi yaklaşımları ve duygusal regülasyon süreçlerinde danışanlarını yürüyüş pratiğiyle desteklemektedir.
👉 Bireysel terapi için randevu oluşturun.